Son günlerde gerek bazı televizyon kanallarında sözde tarihçilerle yapılan programlarda.
Gerekse de bazı cemaat-tarikat mensuplarının internette yayınladıkları videolarında.
Mustafa Kemal Atatürk ve Annesine saldırmasını.
Mahremlerine saygısızca girmesini üzüntüyle görüyoruz, takip ediyoruz.
Şunu önemle belirtmek isterim ki;
Biz Erzurumlular olarak.
Cumhuriyeti kuran şehrin evlatları olarak.
Nene Hatun’un, Nafiz kotan’ın, Kara Fatma’nın torunları olarak.
Yiğit, mert, özü sözü bir, Vatansever Dadaşlar olarak.
23 Temmuz 1919’da, Gazi Mustafa Kemal’e nasıl kucak açtıysak, sahip çıktıysak.
Bugün de bu kararlılığımız aynen devam etmektedir.
O iftiracı arkadaşlara şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Atatürk’ü sevmeyebilirsiniz.
Muhalif de olabilirsiniz.
Onunla ve fikirleriyle hesaplaşmakta isteyebilirsiniz.
Bunu anlarım, hatta anlayışla karşılayabilirim.
Amma;
Bu ülkenin kurucusunun yatak odasına girmek.
Rezilce saldırmak ve onun annesi hakkında akıllara zarar iftiralar atmak.
Edepsizlik etmek kimsenin haddi değildir.
Bu saldırıları yapanlara Erzurumlular olarak diyoruz ki;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e.
Ne kadar saldırırsanız, o kadar büyüyor.
Ne kadar hakaret ederseniz, o kadar gönüllere giriyor.
Çünkü o, yüzyılın dahisidir.
Çünkü o, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu bir büyük askerdir.
Çünkü o, büyük bir Türk Milliyetçisidir.
Çünkü o, mazlumların umudu, Türk'ün emperyalizmle Savaşı'nın muzaffer komutanıdır.
Çünkü o, Türk Milletinin tek ve değişmez ebedi Başkomutanıdır.
Çünkü o, hatası, yanlışı, doğrusu, kahramanlıkları, devrimleri, korkuları ve zaaflarıyla bir insandır.
Ve;
Biz, onu bu özellikleriyle, insanı insan yapan özellikleriyle seviyoruz, saygı duyuyoruz, sahipleniyoruz.
Ve yine diyorum ki;
Mustafa Kemal'e düşmanlık etmek.
Onun üzerinden, Cumhuriyete.
Dolayısıyla.
Devlete, Millete, aziz Vatanımıza düşmanlık etmek demektir.
Bu nedenlerle Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyorum...
Son söz;
Bu yalanlara inanmayın...
FACEBOOK YORUMLAR