6 Şubat Pazartesi saat 04.17’de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7; saat 13.24'te Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde meydana gelen iki deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya ve Kilis'te büyük yıkıma yol açtı.
Yine yaralandı ülkemiz. Yine dağlandı yüreğimiz. Yine yeniden aynı ortak acıda buluştuk. Depremin etki ettiği alan ve illerdeki etkilenen kişi sayısı o kadar fazlaydı ki enkaz altında kalan on binlere ulaşmak çok ama çok zor olacaktı.
Her depremde duyduğumuz “Orada sesimi duyan var mı?” cümlesini yine duymak zorunda kaldık. Ülke olarak kulaklarımızın aşina olduğu bu cümle bazen çaresizlik, bazen umut, bazen tükenmişliği anımsatır.
“Orada kimse var mı?”
Ne kadar duymak istemediğimiz bir cümle..
Ve bir umut olması için ne kadar önemli bir cümle..
Orada kimse vardı oysa ..
Onlar, yüzler, binler, on binler vardı.
Orada çocuklar, yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler ve bizler vardık..
Alevi’miz, Sünni’miz, Kürd’ümüz, Türk’ümüz, Laz’ımız, Çerkez’imiz vardı orada…
Orada tarihimiz, anılarımız, geleceğimiz vardı…
Enkaz altında 85 Milyon vardı…
Depremin duyulmasıyla beraber tüm ülke yasa boğuldu. Herkes” ne yapabilirim?” diye canhıraş bir şekilde çabalamaya başladı. Ülke genelinde yardım seferberliğinin başlaması bir iki saat içersinde organize edildi. Kimi iş makineleriyle, kimi gıda, giyim malzemesiyle yollara düştü.(Bu bağlamda ilçemin her ferdiyle gurur duydum)Öyle ya enkaz altında vatandaşlarımız vardı. Kışın soğuğunda çıplak ayaklarla ne yapacağını şaşırmış çocuklarımız vardı. Onlara umut olmak acılarını paylaşmak gerekiyordu. O an küslükler, ideolojik farklılıklar, farklı yaşam tarzları, farklı inanç sahibi olmak bunların hiç mi hiç önemi yoktu. Birlik beraberlik zamanıydı. Ve öyle de oldu. Tüm Türkiye tek yürek tek bilek oldu.
Bu tür felaketler öylesine zor bir durumda bırakıyor ki insanı.. Nutkumuz tutuluyor. Kelimeler boğazımızda düğümleniyor. Acıyı iliklerimize kadar yaşıyoruz. Bir tarafta ölümler, enkazlar, çaresizlik umutsuzluk bir diğer tarafta umut arayışı. Ve zaman, hep aleyhimize işliyor bu gibi durumlarda..Bir canımız yere düştüğünde kahrolan bir toplumuz. Binler, on binler, yüz binler yere düşünce ne hale geliriz..?düşüncesi bile korkunç..
Maalesef gerçek olan şu ki; tarih, ülkemizde bu tür acıların yaşandığına hep şahitlik etmiştir ve şahitlik etmeye de devam ediyor. Tüm bu olumsuz tablolara rağmen öyle bir ülkeyiz ki, tarihimiz düştüğümüz yerden kalkmayı bu tecrübelerimizle bize ziyadesiyle öğretmiştir.
Birlik beraberlik ruhu ve aidiyet duygusu yüksek olan bir milletiz. Yine toplum olarak düştüğümüz yerden kalkacağız. Yaralarımızı hep birlikte saracağız. Önemli olan tarihin bu tür acıları bizlere tekrardan tecrübe ettirmemesi için gerekli önlemleri almamızdır.
Temeli sağlam bir ülkeyiz.
Keşke binalarımızın temelini de toplumumuzun temeli kadar sağlam bir hale getirmeyi becerebilsek ...
Ve biz bundan sonra “ORADA KİMSE VAR MI?” sorusunu hiç sormamayı becerebilsek...
Yaşanan depremlerde vefat edenlere ALLAH'tan rahmet,yakınlarına sabır ve yaralılara acil şifa dileğiyle..
FACEBOOK YORUMLAR