Ak Parti'nin AKP'lilerle İmtihanı

Adalet ve Kalkınma Partisi muhafazakar dindar kesimin geçmiş siyasi çizgisini koruyarak (Milli Görüş)  daha özgürlükçü ,daha demokrat ve bütünleştirici yeni bir siyasi yol edinme düşüncesiyle  14 Ağustos 2001 tarihinde Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğinde kuruldu.

2002 Yılında mevcut koalisyon hükümetinin ekonomideki başarısızlığı Ak Partinin geleceği için çok ama çok büyük bir avantaj oldu.Nihayetinde kurulduğu tarihten kısa bir süre sonra yapılan Genel Seçimlerde Ak Parti iktidara gelmek başarısını gösterdi.

İktidara geldikten sonra Ekonomi,Sağlık,Ulaşım,Savunma Sanayi alanlarında kısa sürede devrim sayılabilecek adımlar atıldı.

Avrupa Birliği'ne girmek için yeni yasal düzenlemeler hayata geçirildi.

Vesayet odakları bir bir bertaraf edildi.

Enflasyon tek haneye düşürüldü.

Savunma sanayi alanında çok ciddi ilerlemeler sağlandı.

Çanakkale,Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü .Avrasya Tüneli ,bölünmüş yollar devasa yatırımlar olarak hayata geçirildi.İlk Milli Uçak ve TOGG yine Ak Parti iktidarı tarafından ülkemize kazandırıldı.

Kürt sorununu çözmek için cesur adımlar atıldı.(Açılım süreci doğru bir yaklaşım olmasına rağmen yöntem olarak doğru değildi.)

Kadrolarını sürekli güncelleyen Ak Parti yıllar içerisinde kurucu üyelerinin neredeyse tamamını değiştirdi.

Parti kadrolarını Ak Partili görünen ancak AKP'li olan çıkarcı kesim doldurdu.Ak Partili olarak görünmeyi  herşeyin sahibi olduğu saikiyle düşünenler her geçen gün partinin dahada yıpranmasına sebep oldular.Partiye sadakat ile bağlı olan kişiler partiden dışlanmaya başlandılar.

Nihayetinde Ak Parti artık daha özgürlükçü,daha demokrat ve daha bütünleştirici bir dili kullanan bir parti görünümünden gittikçe uzaklaştı.Güvenlikçi politikalar hayata geçirildi.Kendinden olmayan kesimlere çok sert söylemler kullanılmaya başlandı.Bu toplum nezdinde olumlu karşılanmadı.

Kurumlar aşırı bir şekilde yıpratıldı.

Yargıya olan güven azaldı.

Ekonomik istikrar buna bağlı olarak sağlanamadı.

Kürt seçmenin Ak Partiye olan ilgisi gittikçe azaldı.

Parti içerisinde Genel Merkez ile taban arasındaki samimi ve güvene dayalı  bağ koptu.

Gruplaşmalar,parti içerisindeki kutuplaşmalar tavandan tabana kadar yayıldı.Ak Partiyi dava olarak gören kesim her geçen gün azaldı.Nihayetinde AKP'liler Ak Parti'yi ele geçirdi.

Öyleki,AKP'liler Recep Tayyip ERDOĞAN'a sahadaki hiç bir gerçeği yansıtmadılar.Onların tek gerçeği partiden rant devşirmekti.Ki bunuda başardılar.

Siyaseten aşırı zenginleşenler,liyakatsiz olmalarına rağmen üst düzey makamlara getirilenler,halka rağmen dayatılan teşkilatlar,halktan kopuk milletvekillerinin çoğunluğu Ak Partili değil AKP'li olanlardı..Üzerine birde ekomideki darboğaz eklenince yakın zamanda yapılan yerel seçimlerde Ak Parti 22 Yılın sonunda ikinci parti oldu.

Bu başarı muhalefetin başarısı mıydı?

Tabi ki hayır..

Bu başarının mimarı Ak Parti içerisinde yuvalanan  AKP'li kesimdi..

Yani,Ak Parti'nin AKP'li lerle imtihanından AKP'liler zaferle çıktı.

Ak Parti kuruluş kodlarına dönebilir mi? 

Bence hayır!

Çöküş gittikçe hızlanacak ve geçmişin Anavatan Partisi'nin durumuna düşecektir.