Elim dizlerime vur kalk
Müslümanlar uyanın eller dizlere vur kalk
Yumruklar dizlere vur vur
Ama ben ama ben ama ben ama ben
Cahit Zarifoğlu (Başım Eğik, Dilim Kapalı, Gözler Kançanağı Anlamında)
Ne kadar zor, bedeller ödenen ve fakat ne kadar güzel günlerden geçiyoruz böyle…
Sürgit devam eden anlamsız münakaşalar, siyasi mülahazalar ve samimiyetsiz hamaset ve sloganların yerini, sıradan, hesapsız, cılız görünümlü aslan yürekli kadın ve erkeklerin haykırışları aldı.
Evet, her işin bir sahibi, öncüsü, lideri olur ve o meşum gecenin de milletten aldığı desteğe her zaman sahip çıkmış, rüştünü ispatlamış, ümmetin derdini yüklenmiş bir yiğit adamı, Reis’i vardı ve O çağırdı…
Hakikate çağıran, zulme karşı durmaya, mazlumların sesi olmaya çağıran büyük insanların çağırışı ile çağırdı…
Ve kulakları, gözleri, dilleri, kalpleri sadece hakikate açık olan o güzel insanlarda karşılığını buldu kutlu çağrı.
Hayatları boyunca, evlerinde, sokaklarında, mahallelerinde, işyerlerinde hayatın her alanında kısık sesli, mahcup, ürkek ve fakat iman dolu bir yürek taşıyan, sabrı yüklenmiş, sıradan, yani gösterişten kaçınan o dev adam ve kadınların kahramanlık destanını izliyoruz günlerdir.
‘Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi’ derken İstiklal Şairimiz, gözünün önünde canlandırdığı o kahramanlığı bizler de canlı olarak izledik o gün bu gün.
Yanında yayın yapan muhabir, ‘halk korku içinde’ deyince, kükreyerek ‘ne korkusu’ diyen o adamın akıbetinden haberdar değilim ama biz, şehitler kadar cesur ve vakur olduğuna şahidiz.
Böyle zamanlara şehadet edeceğimizi hiç geçirmezdik aklımızdan…
Dünya gözüyle, böyle bir kahramanlığa şahit olduk ya, vız gelir artık ölüm de bize.
‘Ölümü öldürmüş’ yiğitlerle aynı zamanlarda nefes aldık, aynı çağlarda yaşadık diyeceğiz, tarihe altın harflerle isimleri kaydedilecek ‘içi güzel’ ve yüreği büyük adam ve kadınlarla.
Şehitlerimizle, gazilerimizle ve biz gıpta eden nöbetçilerle, daha güçlü, büyük ve kahraman bir milletiz hamdolsun.
İçinde yaşadığımız ve müşahede ettiğimiz için tam anlamıyla kavrayamamış olabiliriz bu kurtuluş günlerini ancak tarihimize ölümsüz ve sarsıcı bir zafer kaydedildi bu direniş günlerinde.
Gerekmedikçe konuşmayan, haykırmayan, öykünülmesi gereken sıradan insanların destanı, Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihini dönüştürmüştür ve artık çatışma yerine, birlik hakim olacaktır siyasetimizde.
Akan kanımız, kardeşliğimizi, birliğimizi, cesaretimizi ve ümitlerimizi bereketlendirmiş, yeşertmiştir.
Türk Milleti (Bütün etnik, dini ve grup aidiyetlerimizle) olarak yepyeni bir çağ açtık 15-16 Temmuz gecesi ki bir vahdet çağıdır bu!
Bu yeni çağı anlayamayanlar ve gereği gibi davranamayanlar da mağlupları olacaktır o gecenin.
Siyasilerimiz, cemaatlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve devletimizin bütün kurumları, bu yeni çağı anlamalı ve gereği gibi hareket etmelidirler ki her alanda işaretlerini görüyoruz inşallah bu anlayışın.
Bize bu günleri yaşatan Rabbimize şükrolsun.
Susukunlarımızın, şanlı ve ahlaklı öfkesine hamdolsun.
Eller dizlere vurulmuş ve ayağa kalkılmıştır, şehit kanlarının şuuruyla.
Kardeşliğimizi pekiştirmek ve işgalcilere karşı dimdik durmak için var gücümüzle çalışalım, selam ile…
FACEBOOK YORUMLAR