... ...
Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Almanya'ya tokat gibi sözler

Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen Kadın ve Demokrasi Buluşması Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Almanya'ya tokat gibi sözler
05 Mart 2017 - 17:49
Reklam

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Buluşması'nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Almanya'nın bakanlara konuşma izni vermemesiyle ilgili çok sert eleştirilerde bulunarak "Ey Almanya sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şu anki uygulamalarınız geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil. Uluslararası toplantıda bunları hep dile getireceğiz. Bunları dünyaya rezil rüsva edeceğiz." dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"Kadınların ve gençlerin içinde olmadığı demokrasi sürdürülemezdir. Kendi siyasi hayatımın başarımı bir cümleyle özetleyin derseniz, 'kadınları siyasetle buluşturmayı başarmış olmamdır' derim. Aynı şekilde gençleri siyasetle buluşturmamdır derim. KADEM'in de aynı sırrı keşfetmiş olduğunu bu toplantı vesilesiyle bir kez daha görmüş oluyoruz.

 

"KADINA ŞİDDETE TEVESSÜL EDEN KARŞISINDA ÖNCE BİZİ BULUR"

Dün kadını alınıp satılan bir eşya olarak görenler, bugün dek kadın bedenini metalaştırarak bir anlamda modern kölecilik yapıyorlar. Bizim kadınlarımızın haklarını hukuklarını korumak için dışardan model almaya, kopya çekmeye ihtiyacımız yoktur. Birileri ısrarla sadece kadına yönelik şiddeti ve bir takım ifadeleri öne çıkarıyorlar. Kadına şiddet elbette ki bir insanlık suçudur, kimse aksini söyleyemez. Buna tevessül eden olursa karşısında önce bizi bulur.

"DERTLERİ MİLLETİMİZİN DEĞERLERİNE SALDIRMAK"

Öte yandan insan hakları zaviyesinden baktığımızda kadın meselesinde bizim tarihimizde olumlu manada çok daha fazla kural ve uygulama vardır. Ama bunları asla konuşmazlar, gündeme getirmezler. Çünkü dertleri kadınların sıkıntıların çözümüne katkı sağlamak değil, milletimizin değerlerine tarihine kültürüne saldırmaktır.

"BAKINIZ EŞİTTİR DEMİYORUM, ÇOK DAHA ÖTESİNDE"

Ülkemizde şayet bir erkek bir kadına şiddet uyguluyorsa, kötü davranıyorsa, hiç kimse bunun faturasını dinimize medeniyetimize çıkartamaz. Çünkü inancımızda ve Anadolu irfanında kadın gerçekten çok müstesna bir yere sahiptir. Bakınız erkekle eşittir demiyorum, çok daha ötesidir. Vatanı bile babavatan değil anavatan olarak ifade eden bir gelenekten başka türlü bir davranış beklenebilir mi? Rabbimiz cenneti annelerin ayaklarının altına koydu.

"AFFEDERSİN ÜÇ BEŞ PSİKOPATIN YANLIŞI, NE BİZİ NE İNANCIMIZI NE GELENEĞİMİZİ TEMSİL EDER"

Çocuklara hep tavsiyem şudur. Annelerinizin ayaklarının altını öpün, orada cenneti koklayın. Bundan daha büyük zenginlik olamaz. Biz kendi aile büyüklerimizden bunları dinledik. Affedersin üç beş psikopatın yanlışı, ne bizi ne inancımızı, ne geleneğimizi temsil eder. Bu tür yanlışa yönelenlere hak ettikleri cezayı vermek devletin, onlar üstünde toplumsal baskı kurmak da milletin işidir.

"BEDELİNİ KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÖDÜYOR"

KADEM işte bu çerçevede ortaya koyduğu özgün yaklaşımla takdiri hak eden bir sivil toplum kuruluşumuzdur. Uğradığı haksızlıklar adaletsizlikler karşısında kadının yanında yer almak insan olan herkesin görevidir. Bugün dünyada yaşanan krizlere baktığımızda, sorunları çıkartan erkekler iken, bunların bedelini ödeyenlerin kadınlardan çocuklardan oluştuğunu görüyoruz. Suriye'de eşlerini kaybeden evlerini yıkayan kadınların çektiği çileler tek başına insanlığın vicdanını sızlatmaya yeter.

Bir yandan fabrikalarda, tarlalarda çalışan diğer yandan evini çekip çeviren, çocuklarını büyüten kadınların üzerindeki yük gerçekten çok ağırdır. Siyasetçilere ve KADEM gibi kuruluşlara düşen görev, gereken çözüm yollarını araştırmak, uygulanması için gereken iradenin oluşmasını sağlamaktır.

"İYİ DE BU CUMHURBAŞKANI ONLAR GİBİ SEÇİLMEDİ"

Ülkemizde çok partili hayata geçildikten sonraki kriz dönemlerine baktığımızda, hepsinin gerisinde yasama yürütme yargı arasındaki güç kavgalarının olduğunu görüyoruz. Neymiş? Bu cumhurbaşkanı, eski cumhurbaşkanları gibi davranmıyormuş… İyi de bu cumhurbaşkanı onlar gibi seçilmedi ki, onlar gibi davransın. Biz milletimizin bağrından çıkıp geldik. Buradan aldığımız güçle görev yapıyoruz. 16 Nisan'daki anayasa değişikliği bu sıkıntıları inşallah kökünden kaldıracaktır.

"BİR DAHA BELLERİNİ DOĞRULTAMADILAR"

Türkiye'de bir kesimde sandık korkusu, millet korkusu eskiden beri mevcuttur. Hatırlarsanız 2014 yılındaki ilk kadın ve demokrasi buluşmasında size, Mersin Arslanköylü kadınların, 'sandık namusumuzdur' diyerek gösterdikleri direnişi anlatmışım. Bunlar yıllarca ne dediler? Açık oy gizli tasnif ile ülkeyi yönetenler, gizli oy açık tasnifle millete sahip çıkınca bir daha bellerini doğrultamadılar, olay bu. Menderes'i ve iki arkadaşını bunlar ipe götürmediler mi? Onlar bunlar değil mi? Aynı zihniyet.

"KANDİL'LE BERABER O DEĞİRMENE SU TAŞIYACAKSAK ÜLKEMİZİN HALİNİN NE OLACAĞINI DÜŞÜNÜN"

Bak şimdi Kandil'den haber var. Ne diyor kandil? Oyumuz 'hayır' Oyumuz hayır diyen Kandil'le birlikte hareket eden var mı? Var. Bunlar çocukları, gençleri Kandil'e götürüyorlar mı, eğitiyorlar mı? Bunlara nasıl EYP imal edilir bunları öğretiyorlar, ellerine silahları veriyorlar, bazıları canlı bomba, bazıları el yapımı bombaları patlatmak suretiyle terör estiriyorlar. Şimdi bu terörist başları ne diyor? '16 Nisan'da oyumuz hayır' diyor. Eğer 16 Nisan'da hayır oyu vermek suretiyle, Kandil'le beraber o değirmene su taşıyacaksak ülkemizin halinin ne olacağını düşünün. Ha 'evet' dersek ne olacak? Onu da söyleyeyim, biz 18 yaşındaki gençlerimizi parlamentoya taşımak suretiyle ülkenin kaderinde söz sahibi yapacağız olay bu.

Şurada ne kaldı, 40 gün. Durmak yok. Bak bu işin Allah'ın izniyle ipi sizin elinizde. Onun için çok çalışacağız.

"NE FELAKETİ YA"

Şimdi ne diyorlar? Ekonomi felaket… Ne felaketi ya? Ekonomi felaket olsa 18 Mart Çanakkale Köprüsü ihale edildi, rakam 10 milyar liranın üzerinde ve biz buna para vermiyoruz. İki Türk ve iki Kore firması birlikte yap işlet devretle almış vaziyetteler.

Barışın simgesi 'evet'tir. Barış 'hayır'dan geçmez. Hep birlikte el ele omuz omuza vereceğiz. F16'lardan milletime bomba yağdıranlar bugünün hayırcıları… Bunu eleştirenler olacak ama ben gerçekleri söylüyorum.

16 Nisan'da yönetime el koyma kararlılığıdır bu sistem değişikliği… Yani millet güven oylamasını artık kendisi yapacak, beş yılda bir. Eğer cumhurbaşkanı, parlamento iyi çalışmışsa yola devam, çalışmamışsa, 'hadi siz dinlenin bakalım'

Almanya'da arkadaşlarımızı konuşturmuyorlar. Varsınlar konuşturmasınlar. Yani konuşturmamakla Almanya'daki oyların 'evet' değil de 'hayır' çıkacağını mı zannediyorsunuz?

"NAZİ UYGULAMALARINDAN FARKLI DEĞİL"

Ey Almanya sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şu anki uygulamalarınız geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil. Ve rahatsız oluyorlar bu ifadelerden. Niye rahatsız oluyorsunuz? Bu ülkenin bakanını konuşturtmayacaksınız… Almanya, Hollanda da aynı şeyi yaptılar, diğerleri de belki arkasından gelecek. Demokrasi diyorsanız bu işin hakkını vereceksiniz. Uluslararası toplantıda bunları hep dile getireceğiz. Bunları dünyaya rezil rüsva edeceğiz."

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum