... ...
Reklam
Reklam

Benim tankımı değil, PYD'yi vursun!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de DAEŞ’a yönelik operasyonlar hakkında harita üzerinden açıklamalar yaptı.

Benim tankımı değil, PYD'yi vursun!
25 Eylül 2016 - 07:29
Reklam

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD temaslarının ardından yurda dönerken uçakta kendisini takip eden gazetecilerin sorularını yanıtladı.

- BENİM TANKIMI DEĞİL PYD’Yİ VURSUN

Bu işin bitmesi için koalisyon ülkelerinin silahlarının benim tankıma değil, DEAŞ’a, PYD, YPG’ye yönelmesi lazım. Ama bakıyorsunuz teröristlerin elindeki Almanların Milan silahı benim tankımı vuruyor. Yapılan dezenformasyonun aksine dünyada DEAŞ karşısında en etkin mücadeleyi veren ülke Türkiye.

- RAKKA İÇİN TEMAS

Rakka operasyonuyla ilgili olarak askeri yetkililerimiz ABD’yle temasta. Şartlarımız paylaşıldı. Atılacak müşterek adım bizim için önem arz ediyor. Rakka, DEAŞ’ın en önemli merkezi.

- İSTİŞARE YAPMADAN AÇIKLAMA OLMAZ

(YPG Rakka’ya ABD ile giderse, hava desteği verir miyiz?) Cumhurbaşkanı olarak, ilgili kurumlarımızla istişare yapmadan bu tür konularda bir açıklama yapmam doğru olmaz. TSK, MİT’in yaklaşımı, Dışişleri’nin, hükümetin yaklaşımı ne olacaktır? Dar kapsamlı bir görüşme yapar, değerlendirmeleri yapar, cevabı belirleriz.

- MUSUL İÇİN HAZIRLIKLI OLMAK DURUMUNDAYIZ

Bir hassas konu da Musul. ABD, Musul konusunda bizimle aynı yaklaşımı paylaşır paylaşmaz bilemiyorum ama gördüğüm kadarıyla olumlu bir yaklaşım içindeler. 19 Ekim’de Irak yönetimi ile Musul’da DEAŞ’a karşı bir operasyon başlatabilecekleri söyleniyor. Ama biz hazırlıklı olmak durumundayız. Musul’daki Araplarla eğit-donat kapsamında Başika’da eğitim söz konusuydu. Peşmergelerin de eğitimi söz konusuydu. Peşmergeler ile Arapların dayanışması çok büyük önem arz ediyor.

- BİRLİKTE MÜCADELE VEREBİLİRİZ

(ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Suriyeli Kürtler’e silah verdiklerini ve desteği sürdüreceklerini açıkladı.) Bizim itiraz ettiğimiz husus, terör örgütü olan PYD/YPG’ye silah verilmesidir. Ama o kadar çarpık bir yapı var ki. Biden’a iki gün önce Kobani’ye iki uçak dolusu silah indirdiklerini söyledim. ‘Haberim yok’ dedi. ‘Ama benim haberim var’ dedim. Bu nasıl bir iştir? Başkan Yardımcısı ‘haberim yok’ diyor, ertesi gün Carter çıkıp ‘silah verdik, vermeye de devam edeceğiz’ diyor. Yetkililerimiz Rakka konusunu görüşüyorlar. ABD’lilerin tavrını net olarak görmediğimiz için şu an bir şey diyemeyiz. ABD Rakka işini YPG ile gerçekleştirmek isterse, Türkiye olarak operasyonda yer almayız. Ama YPG’yi işe sokmazlarsa ABD ile birlikte mücadele verebiliriz elbet.

- TEMİZLENMESİ LAZIM

(Fırat Kalkanı harekâtı ne durumda?) Cerablus’a eğit-donat içinde eğittiğimiz 1500 kadar ılımlı muhalifle girdik. DEAŞ güneye doğru kaçmaya başladı. Şurada Münbiç var. Nüfusunun yüzde 95’i Arap. Yani PYD-YPG’lilerin yaşadığı bir yer değil. Ama ABD buradaki operasyonları çok önemsediği PYD-YPG ile yapmak istiyor. Terör koridoru diyebileceğimiz şeritte DEAŞ’ın boşalttığı bazı yerlere YPG’nin yerleştiğine tanık olduk. Cerablus’a ise Cerablus sakinleri yerleşti. Şimdi Münbiç’te de geri dönüş başlıyor inşallah. Aynı şekilde El Rai boşaldı. Ilımlı muhalifler obüslerin desteğinde Bab’a ilerliyorlar. Bab da DEAŞ’tan kurtarılacak, sahiplerine teslim edilecek. Azez’den Fırat’a 90-95 km’lik, El Rai’den güneye Bab’ın aşağısına kadar da 40-45 km’lik bir mesafe var. Burada yaklaşık 4 bin 500 kilometrekarelik bir güvenli bölge yapalım diyoruz. Gri yerler DEAŞ’ın kontrolünde. Temizlenmesi lazım. Halledeceğiz inşallah. Burası güvenli bölge ilan edilir bize de parasal destek verilirse, konut yapımına girebiliriz. Hem çıkmaya çalışan hem bizdeki Suriyelilerin yerleşebilecekleri yerel mimariye uygun konutlar yapabiliriz.

- ÖNEMLİ OLAN KOALİSYONUN DESTEĞİ

(Güvenli bölge için liderler ne diyor?) ABD başından beri bize evet diyor. Putin de görüştüğümde hayır demiyor. Önemli olan koalisyon güçlerinin yani 65 ülkenin vereceği destektir. Arkadaşlar yoğun çalışacak, mali destek gelirse, konut yapımını süratle gerçekleştirebiliriz.

- BAŞKA SEÇENEK YOK

(Kerry de uçuşa yasak bölgeden bahsetti) Gelecekleri yer burasıdır. Başka seçenek yok. Bunlar bizim üç dört yıldır söylediğimiz konular. Ben baştan beri üç şey söylüyorum: Eğit-donat, uçuşa yasak bölge, güvenli bölge. Ama genelde biz söyledik biz dinledik. Güvenli bölge için uçuşa yasak bölgeye ihtiyaç var. Kara gücü için de eğit-donatla yetiştirilmiş bölge sakini ılımlı muhaliflere. Bunlar yapıldı. Eğit donat’a biz devam ediyoruz. Niye? Her an, biz buraya geliyoruz dedikleri anda o insanların güvenliği önemli. Orada milli ordunun hazırlanmasını sağlamamız lazım. Milli ordu bölgenin güvencesini eline almalı. Ilımlı muhaliflerden oluşacak. Şu anda sayıları 65 bin. Bunlar güçlendikçe halk da onların yanında yer alacak. (Geçiş süreciyle ilgili olarak Rusya ile ABD arasında yakınlaşma var mı?) Dün üçlü görüşme oldu dışişleri bakanları arasında. Olumlu netice çıkmadı. Bugün de olacaktı. Biz de netice alınması için gayret göstereceğiz.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum