TRABZON YOLCUSİ KALMASUN..
Hafta sonu ailecek 3 günlüğüne Trabzon’a yol aldık.
Hemen her yıl en az bir kez giderek müşahede ettiğim gibi Karadeniz sahillerindeki kentleşme, çalışkan, dürüst ve vatanperver insanıyla modern bir şekilde devam ediyordu.
Erzurum’dan Aşkale çıkışıBayburt’a sinyali verdiğinizde, rampa başında ERÇİMSAN’ın fabrika önünde gönderde dalgalanan büyük ebatlı pırıl pırılal-yıldızlı bayrak insanın yüreğini kabartıyor, gönlünü, gururunu okşuyor.
Kop dağına zirve yaparken şehitlikte bir dua okuduktan sonra eliniz mecbur köhne bir sosyal tesiste ihtiyaç molası vereyim dersiniz ama araçtan inmenizle binmeniz bir olur, çünkü buradaki sözde tesisin berbat durumu yıllardır hiç değişmemiştir.
Bayburt’a kadar ihtiyaç molası vereceğiniz ayrıca ne bir tesis ne de bir akaryakıt istasyonu bulabilirsiniz.
Bayburt girişinde istasyonda akaryakıt ihtiyacınızı giderseniz, ancak bir bardak çayı ya şehre girerek bulabilirsiniz ya da Gümüşhane çıkışına kadar dişinizi sıkmak zorundasınız.
Gümüşhane’yi geçtikten birkaç kilometre sonra vaktiniz varsa sağa saparak mutlaka Karaca Mağarası’na tırmanmanızı, o olağanüstü sarkıt ve dikitlerin renk cümbüşündeki tabii güzelliği görmenizi tavsiye ederim.
Biz yolumuza devam ettik, zira çay için sıktığımız dişimizi az sonra konaklayacağımız bir sosyal tesiste sıcacık kuşburnu çayı ile ıslatacaktık.
İkram edilen kuşburnu çayı ile birlikte köme, pestilçeşitlerinden de tadarak, ramazanlık erişte, siron, kuşburnu ve kuru fasulye siparişimizi verip yolumuza devam ettik.
Her yıl daha da genişletilen, düzenlenen ve yapılan yeni yollardan, tünellerden geçişlerde seyahat oldukça rahat, ancak güzergâhta temiz, düzgün sosyal tesis olmaması büyük bir eksiklikti.
Ziganayı tırmanırken iştahımızı inişte yol güzergâhındaki sosyal tesislere saklıyor bir de dağda sis olmaması için dua ediyorduk. Çünkü tünelin bu yüzünde açık bir hava hakim iken, diğer ucundan çıkışta apayrı bir iklimle karşılaşıyorsunuz, hele bir de sis var ise zorlu bir iniş sizi bekliyordur.
Sis yoktu, sol tarafta büyük bir tesiste mola verdik. Sözüm ona kurumsal görünümde. Sağdakileri daha önceki ziyaretlerimizdeki memnuniyetsizliğimizden dolayı diskalifiye etmiştik.
Maalesef bu tesise de dönüşte uğramamızla son girişimiz oldu. Zira koca mescit bakımsız ve tek bir lamba yanmıyor, tuvaletler berbattı. Muhlamanın tadı kaçmış, Hamsiköy sütlaçtan eser kalmamıştı…
Seyahatiniz gündüz ve sis de yok ise, yeşilin her tonu ile doya doya göz banyosu yaparsınız Trabzon’a inene kadar.
Güzergâhta yer yer yol genişletme çalışmaları hummalı bir şekilde devam ediyordu.
Konakladığımız, sahildeki üniversite konukevinde müthiş güzellikte bir peyzaj çalışması yapılmış. Sosyal tesisler oldukça şık ve modern yapılmış, ancak misafirhanenin odalarında kullanılan malzeme beşinci sınıf kalitede ve hayli tasarruf yapılmış…
Üniversite sosyal tesislerinin hemen yanı başında Trabzon Havalimanı’ndan hemen her yarım saatte bir uçak kalkıyor veya iniyor. Ancak tabiat ve dalgaların sesi o kadar güzel ki, uçakların gürültüsü sıradan bir enstrüman sesi gibi geliyor insanın kulağına.
Ertesi gün Yomra’ya uğradık… Sahil yolunun deniz tarafında ciddi şekilde modern binalar yapılmış, yapılmaya da devam ediyor. 3+1 emlak fiyatları 400 ila 600 bin TL arasında değişiyor.
Yolun karşı tarafında dağ, bayır tepelere yerleştirilen ve buralarla adeta boy ölçüşen binalar ister istemez 20-30 kata kadar saydırıyor kendini.
Bu görüntü, sahil yolunu batıya devam ederseniz, Akçaabat’a kadar devam ediyor.
Maskot hamsi figürleri artık seyrangâhlık tepelerde devasa heykel olmuş…
Düne kadar Erzurum’da gördüğümüz Gümüşhane’nin Trabzon’un ünlü kalıpçı ve inşaat ustaları artık bu sahil kentlerinde modern kentleşmeye katkı sağlıyorlar. Sadece sahildeki devasa binalar değil, dağ bayırda münferit binalar da hayli artmış…
Esnaf her zamanki gibi güleryüzlü, yardımsever ve sizden biri gibi samimi…
Çarşı pazar günün her saatinde tıklım tıklım. Gözle görülür bir canlılık söz konusu…
Erzurum’daki gibi esnaf sinek avlamıyor…
Orada da AVM’ler var. Yoğunluktan AVM etrafında aracınıza park yeri bulmakta biraz zorluk çekebilirsiniz. Ama en azından bizim AVM’deki gibi, kapalı otoparka inerken burnu yere çarpan aracınızın plakasını toplamak zorunda kalmazsınız.
Mağaza çalışanları da her an başınızda dikilmiyor…
Başka ne diyeyim…
Mini bir Trabzon seyahati…
Biz de inşaallah deneme yanılma usulleri ile şehir içerisinde güzergâhlarımızı birkaç yıl içerisinde
belirliceeez,
trafik düzenini
sağlıcaaaz,
yıkık virane şehir olmaktan kurtulup,
muhtarlık dahi verilmemesi gereken bazı başkanlarla vedalaşıp,
verilecek işsizlik maaşları,
odun kömür,
çeyiz paraları ile
mutluolcaaaaz.