Ulusal İstihdam Stratejisi
İşizlik sorunu, bireysel bir sorun olmanın yanı sıra, ekonomik ve sosyal etkileri sebebiyle toplumsal bir probleme de karşılık geliyor.Ekonomik büyümenin sürekliliği, mevcut durumda çalışma düzeninin devam etmesi kadar, yeni iş alanlarının açılması da demek.
Ancak, hali hazırda sahip olunan işte çalışmanın devamlılığını ve istihdam piyasasına girecek olan bireylere yeni iş alanlarının oluşturulmasını, sadece ekonomik olarak değerlendirmek yeterli olmaz.Türkiye'de, özellikle terör olaylarında kullanılan insanların işsiz olması, herhangi bir uğraşı bulunmayan insanların kandırılması, işsizliğin sosyal etkilerini açıklıyor.
Bu nedenle, işsizliğin azaltılması için uygulanacak istihdam stratejileri önemli.
Türkiye'nin 2023 hedeflerinde de önemli bir yere sahip bu stratejiler.Peki, istihdam politikaları belirlenirken ne gibi faktörler etkili? Hangi sektörler öne çıkıyor? Sosyal ve ekonomik politikaların bütünlük sağlaması için neler yapılmalı?
Bu sorulara cevap vermek amacıyla hazırlanan birinci Ulusal İstihdam Stratejisi (2014-2016) Eylem Planları, 3 yıllık dönemde uygulandı. Bu strateji, ilk olması, istihdamla ilgili paydaşları sürece katması ve bir yol haritasının belirlenmesi açısından önemliydi. Kapsadığı dönem geride kalırken, şimdi ise 2017-2019 dönemindeki yol haritası çalışmaları başladı.
Bu amaçla, 23-24 Eylül 2016 tarihlerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından koordine edilen Ulusal İstihdam Stratejisi Çalıştayı yapılacak. Bu çalıştayın akademik tarafında yer alan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi de, önemli bir sorumluluk üstleniyor. Koordinasyon ÇSGB'de, ancak çalıştay oldukça geniş bir yelpazeden seçilen katılımcılarla gerçekleşecek.
Üniversiteler, ilgili kamu kurumları, sosyal taraflar ve STK olmak üzere birçok paydaşın yer alacağı çalıştayda, Ulusal İstihdam Stratejisi (2017-2019) Eylem Planları'nın neler olması gerektiğine dair görüşler alınacak. Çünkü, ortaya çıkan eylemlerin başarılı sonuçlar vermesi, tüm tarafların konsensüsün sağlanmasına bağlı.
PEKİ ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ'NDE HANGİ EKSENLER VE SEKTÖRLER VAR?
Ulusal İstihdam Stratejisi'nde 4 ana eksen ve 7 sektör var.Aslında eksenlerin isimlerine bakıldığında, stratejide ekonomik politikalarla sosyal politikaların uyumlu çalışmasının amaçlandığı ortaya çıkıyor.
Eksen başlıkları, Eğitim-İstihdam İlişkisinin Güçlendirilmesi, İşgücü Piyasasında Güvence ve Esnekliğin Sağlanması, Özel Politika Gerektiren Grupların İstihdamının Arttırılması ve İstihdam-Sosyal Koruma İlişkisinin Güçlendirilmesi.
Her bir başlığın hedef kitlesi birbirinden farklı gibi görünse de, aslında birbirlerinden bağımsız da değiller. “Eğitim-İstihdam İlişkisinin Güçlendirilmesi” eksenindeki tedbirler, bireyin niteliklerini artırmayı amaçlıyorsa, bu ekseni “İstihdam-Sosyal Koruma İlişkisinin Güçlendirilmesi” tedbirlerinden ne kadar ayrıştırabiliriz ki?
Aynı şekilde, “Özel Politika Gerektiren Grupların İstihdamının Artırılması” ekseninde hedef, dezavantajlı grupları istihdam piyasasına çekmek ise, bu ekseni kişinin doğuştan veya sonradan sahip olduğu yoksulluk ve yoksunluğun negatif etkilerini ortadan kaldırmayı amaçlayan sosyal yardımları içeren eksendeki tedbirlerden ayrı düşünebilir miyiz?
Tabi ki hayır. İkincisi hazırlanacak olan Ulusal İstihdam Stratejisi (2017-2019) Eylem Planları'nda bu bütünlüğün sağlanması, ilk strateji belgesinde çalışmayan, sorunlu olan ve güncelliğini kaybeden tedbirlerin revize edilmesi önemli. Bu noktada, tedbirlerden sorumlu olan ilgili kurum ve kuruluşların performans değerlendirmesi de dikkate alınmalı.
Diğer taraftan, stratejide yedi sektör yer alıyor: Bilişim, Finans, İnşaat, Sağlık, Tarım, Tekstil ve Hazır Giyim, Turizm ve Tarım.Bunlar, ekonomik büyüme ve istihdam arasındaki esnekliğin en yüksek olduğu ve öngörüldüğü sektörler. Ayrıca, bu sektörlerin birbirinden farklı özellikleri olduğu gibi, aynı zamanda ortak özellikleri de mevcut. Başlıca ortak özellik ise, bu sektörlerin en fazla iş potansiyeline sahip olan sektörler olması.
2023 ekonomik hedefleri için belirlenecek istihdam stratejileri, işsizliğin düşürülmesine, kayıt dışılığın azaltılmasına, nitelikli işgücünün artırılmasına ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi doğrudan etkilemesi açısından çok önemli.
Eksen ve sektörlerde uygulanacak, verimi ve sonuç değeri yüksek tedbirler ekonomik büyümeyi, yani Türkiye'nin yüksek gelirli ekonomiler arasına girmesini belirleyecek.
Ve tabii ekonomik refahla birlikte sosyal refahı da artıracak.