SAKAL VE BIYIK MİSALİ
Erzurum Cumhuriyeti isimli twitter sayfasının kapanması üzerinden bir hayli zaman geçti.
Bir çamur sayfasının gizli kapılar ardında, memlekete hizmet eden insanlara karalamalar yapması, iftiralar atması takdir edersiniz ki affedilebilir bir durum değildir. Devlet yetkililerimizde bu konuda bizlerle hem fikir olduklarını o gizemli perdeyi aralayarak gösterdiler. Klavyenin başında bir belediyenin basın müdürünün olduğunu işaret ettiler ve konuyu yoruma kapattılar.
Yazılanlar, çizilenler yerini karnından konuşanlara bıraktı.
Yapardı, yapmazdı, oydu, buydu, falandı filandılar…
Yapardı yahut yapmazdı orasını bilmem lakin iş akdine son verilen bir kişinin çıkıp kendini savunmaması, durumdan memnun bir şekilde inzivaya çekilmiş olması söylenilenlerin kabulünün resmidir.
Yaşananlar ise, vizyonu ile koltuğunu dolduramayan genç müdürün misyonunun da ne denli yerlerde olduğunun göstergesidir.
Bu skandal karşısında Aziziye Belediye Başkanı M. Cevdet Orhan’ı vatandaşın belediyecilik yaşamına son vermesi hususunda kutluyorum. Ancak; Bu vatandaşın Belediyecilik yaşantısının yanında bir de bas bas bağırdığı gazetecilik yönü olması da ayrıca dikkat çeken bir unsur.
İşte tam olarak burada karşımıza bambaşka bir perspektif çıkıyor. Günlerdir medyada çuvaldızı bir kılıç gibi sallayanların, bir türlü kendilerine batıracak iğneyi bulamadıkları bir perspektif!
Konuya ilişkin ismi geçen M.Ç Erzurum’un önde gelen Stk’larından Erzurum Gazeteciler Cemiyetinin üyesi. Ve de sevilen bir üyesi. Öyle ki özel günlerde birçok meslektaşını hiçe sayan kuruluşun, plaket ve çiçek takdiminde ilk akla gelen isimlerden bir tanesi olan Basın Müdürü M.Ç.
Buraya kadar herşey normal.
Anormal olan bu isim ortaya çıktığından beri Erzurum Gazeteciler Cemiyetinin, üyesinin bu ayıplı davranışı hususunda hiçbir açıklama yapmamış ve Aziziye Belediyesinin sergilediği net tutumu sergileyememiş olması!
Zira Erzurum Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Metin Barlak, Erzurum Cumhuriyeti twitter sayfasını kullandığı iddia edilen M.Ç’nin, umarsızca eleştirdiği Ak Parti’nin de Tanıtım Medya Başkanı aynı zamanda. Bu bağlamda Başkan Barlak’ın bizden fazla rahatsız olduğunu tahmin edebiliyorum.
O halde sizde benim gibi merak ediyor musunuz? Barlak, Parti yetkililerine iftiralar eden bu üyesi ile ilişkileri kalmadığını neden hala duyurmadı yahut duyuramadı? Neden bu sessizliği? Ne Parti’de ki ne de Meslekteki koltuğu sessizliğin makamı değil ki...
Yoksa Barlak’ın da hala bu konuyla ilgili şüpheleri mi var?
Eğer öyleyse daha kötü değil mi? Çünkü sivil toplum kuruluşlarının yegane amaçları üyeleri başta olmak üzere tüm meslektaşlarının hakkını savunmak…
Zor mesele ne diyelim; Bıyık ve sakal misali...
Demek ki ne yapmalıymışız? Bizden diye herkesi kucaklamamalıymışız! Benimle olan gazetecidir, benimle olmayan gazeteci değil zihniyeti ile yürürseniz gün gelir yanınızda zannettiklerinizin böyle kötü sürprizleri ile karşılaşırsınız.
Sahi iğneyi kendinize batırmanızın daha zamanı gelmedi mi?